Emtia piyasaları çoğu zaman kaotik görünür; hava koşulları, jeopolitik gelişmeler ve spekülatif para akımları fiyatları yönlendirir. Ancak bazen farklı varlıkların birbirine ne kadar sıkı bağlı olduğunu gösteren çarpıcı bir desen ortaya çıkar. Bu ilişkilerden biri de kahve fiyatları ile altın fiyatları arasındadır.
Aşağıdaki grafik, kahve vadeli işlemlerinin altın fiyatlarını yaklaşık 15 aylık bir gecikmeyle takip ettiğini gösteriyor. Bu zaman kaymalı korelasyon onlarca yıldır tekrar ediyor ve hem yatırımcılar hem de analistler için küresel likiditenin piyasalar üzerindeki etkisini anlamada ilginç bir pencere açıyor.

Tarihsel Yansımalar: Önce Altın, Sonra Kahve
Geçmişe baktığımızda bağlantı netleşiyor:
- 2008 emtia balonu sırasında yatırımcılar güvenli liman olarak altına yöneldi. Yaklaşık 15 ay sonra kahve fiyatları da sert yükseldi.
- 2011–2012 döneminde altındaki zirve, bir yıl sonra kahvede de görüldü.
- Daha yakın zamanda, 2020–2022 altın rallisi, kahve fiyatlarının 2023–2024 döneminde keskin bir yükselişe geçmesiyle yankı buldu.
Kahve elbette kendi arz dinamiklerine sahiptir — Brezilya’daki donlar, nakliye maliyetleri, hasat verimleri. Ancak zamanlamadaki uyum dikkat çekicidir.
Emtiaların döngüsel hareketi yalnızca kahveyle sınırlı değildir. 1970’lerde yaşanan enflasyonist süreç bunun en çarpıcı örneklerinden biri. 1970–1974 arasında altın fiyatı yaklaşık 5,25 kat artarak 35 dolardan 183 dolara yükselirken, gümüş yalnızca 2,5 kat artışla 1,80 dolardan 4,50 dolara çıktı. Bu dönemde ralliye ilk başlayan ve güçlü performans sergileyen emtia ”altın” oldu.
Ancak 1974–1980 arasındaki ikinci dalgada tablo değişti. Altın fiyatı 4,62 kat artışla 850 dolara ulaşırken, gümüş adeta patlama yaparak 11 kat değer kazanıp 50 dolara fırladı. Bu olağanüstü yükselişte enflasyonun şiddetlenmesi, petrol krizinin yarattığı sarsıntılar ve Hunt kardeşlerin gümüş piyasasına yönelik hamleleri etkili oldu.
Gümüşün altına kıyasla çok daha yüksek getiri sağlamasını yalnızca ekonomik veya jeopolitik gelişmelerle açıklamak mümkün olsa da, esasen bu hareket büyük bir süper emtia döngüsünün parçasıydı.
Neden 15 Aylık Bir Gecikme?
Bu sıra dışı ritmi açıklayan birkaç faktör var:
- Küresel Likidite: Altın, merkez bankalarının parasal genişlemesine veya enflasyon korkularına anında tepki verir. Kahve ise tüketim zincirleri ve ticaret üzerinden bu değişimi daha yavaş yansıtır.
- Spekülatif Sermaye: Yatırımcılar önce altın gibi likit ve güvenli varlıklara koşar. Daha sonra likidite, kahve gibi tarımsal emtialara yayılır.
- Arz ve Hasat Döngüleri: Kahve üretimi, maliyetlerdeki ve kur hareketlerindeki değişime gecikmeli tepki verir. Bu da altınla arasındaki zaman farkını güçlendirir.
Sonuç olarak altın, kahve fiyatlarının geleceğini öngörmede bir öncü gösterge işlevi görebilir.
Trump’ın Brezilya’ya Uyguladığı Gümrük Tarifeleri ve Kahve Fiyatları
Amerika’da kahve fiyatlarının artışı, Trump döneminde Brezilya’ya uygulanan yüksek gümrük tarifeleriyle ilişkilendiriliyor. Ancak yazının başında da belirttiğim gibi, emtia piyasalarında fiyatlar yalnızca tek bir nedene bağlı değildir. Bazen mevsimsel faktörler, bazen jeopolitik gelişmeler öne çıkar; fakat çoğu zaman emtiaların toplu bir şekilde hareket ettiği gerçeği unutulmamalıdır.

Ticaret savaşı tüm hızıyla devam ederken emtiaların küresel ekonomideki rolü her geçen gün artıyor. Trump’ın Brezilya’ya karşı sert tutumunun ardındaki ana neden, Çin’in bu ülke ile giderek güçlenen ilişkileri. Çin, Brezilya’da milyarlarca dolarlık liman yatırımları yaparak ticaret bağlarını derinleştirmeye çalışıyor. Bu durum, Amerika açısından ciddi bir tehdit ve bu nedenle son dönemde Panama kanalı üzerinde Çin ile dolaylı yollardan mücadele ediyor.
Özellikle soya örneği çok dikkat çekici: Amerikan çiftçilerinin en büyük müşterisi olan Çin, maliyeti daha yüksek olmasına rağmen Brezilya’dan soya almayı tercih ediyor. Böylece ticaret savaşının sonunda kaybeden taraf, hem Amerikan çiftçisi hem de Amerikan tüketicisi oluyor.
Sonuç olarak, kahveye uygulanan tarifeler yalnızca kahve piyasasını değil, diğer tarım emtialarını da dolaylı olarak etkiledi. Bu zincirleme etki, özellikle soyanın yukarı yönlü fiyat patlamasına zemin hazırlayan son adımlardan biri haline geldi.
Kahve ve altın arasındaki bu “dans”, emtia piyasalarının birbirinden bağımsız olmadığını hatırlatıyor. Kadim değer saklama aracı olan altın çoğu zaman tempoyu belirliyor, kahve ise yaklaşık 15 ay sonra aynı adımları izliyor.
Şimdi asıl soru şu: Altın yükselmeye devam ederse, kahvede yeni bir fiyat patlamasına hazır mıyız?
